Aldatmasın Sûret Seni
Aldatmasın sûret seni sîrette dâimâ olagör,
Bend etmesin hilkat seni sırr-ı süveydâ olagör.
‘Âlem mezâhir âdeme âdem de ism-i a’zama,
Sa’y eyle eriş bu deme ‘aşk ile irvâ olagör.
Cânâna bezl eyle cânı cân ile bu süflî teni,
Seyr eyleyüp senden seni Kâf ile ‘ankâ olagör.
Hilkatlerin eşyâsını ednâsını a’lâsını,
Mazhar bulup esmâsını ‘ayn-ı müsemmâ olagör.
Her zerre bir vahdet-nümûd cehd ile kıl mahv-ı vücûd,
Yol gösterir sırr-ı sücûd kurbetle yektâ olagör.
Sahrâ-yı kesret tendedir deryâ-yı vahdet sendedir,
Hakk’ı bulanlar zindedir ‘aşk ile ihyâ olagör.
Zâtında yoktur bir neseb telvîne esmâdır sebeb,
Fazlınla aslı kıl taleb sidre-i esmâ olagör.
Seyr eyleyüb sûretleri devr eyleyüb sîretleri,
Terk eyleyüb kesretleri vahdetle hemtâ olagör.
Hakka’l-yakîn tevhîd ile Sâmi reh-i tefrîd ile,
Dil mülkünü tecrîd ile sırr-ı elif bâ olagör.
Abdurrahman Sâmî-yi Uşşâkî Hz. Divanından, Syf: 158