Aşure Aşı ve Zikri
Aşure Aşı ve Zikri
Osmanlı’da tekkelerin kuruluş yıllarına göre aşure için gün verilirdi. İlk aşure 10 Muharrem’de sünbül efendi’de pişirilirdi. 12 Muharrem ise Uşşaki asitanesinin aşure kaynatma günüydü. Uşşaki yolunda 92 sene sonra bir 450 yıllık gelenek Osmanlı’daki gibi canlandırıldı. Bunun için bazı sembolleri temsil eden kazan, kürekler ve kaplar hazırlandı. İçine ve üstüne konan yiyecekler de eski usule göre yapıldı. Aşureyi karıştıran dervişler, kepçe ile “vav” harfi çizerek kazanın başında da Allah’ı zikredişlerini devam ettirdiler. Zikirlerle, salavatlarla, mersiyelerle aşure pişirildi.
13 Muharrem akşamı Aşure törenine Kadiri, Rufai, Cerrahi, Uşşaki yolundan efendiler katıldı. Ayrıca mersiyehanlar,
İlahiciler de ayın önemine uygun ilahiler seslendirdiler. Zikir çok feyizli geçti. Ehl-i Beyt sevgisi, Kerbela acısı yüreklerden taştı. Zikir sonunda aşure ikram edildi. Daha sonra ihvana, civardaki komşulara, ziyaretçilere, misafirlere ve fukaraya da dağıtıldı.