Edirneli Uşşâkî Mehmed Hamdi Bağdâdî efendi
Edirneli Uşşâkî Mehmed Hamdi Bağdâdî efendi
foto : Yok olmuş Seyid Celali Türbesi yakınındaki Nazır Paşa Mezarlığının köşesindeki Nazır Paşa Çeşmesi
Eş-Şeyh Mehmed Hamdi Eş-Şehîr Bi-Bağdâdî Maskat-ı re’si Edirne şehri ise de Bağdâdî demekle şöhret bulmuş- tur. Tarîkat-i aliyye-i Uşşâkiye meşâyihinden Gümülcineli Şeyh Osmân Efendi’den ahz-ı yed-i inâbet ve dâhil-i cem‘iyyetle tekmîl-i âdâb-ı tarîkat ederek irşâd-ı erbâb-ı isti‘dâda icâzet almışlar idi. 1136 târîhinde irtihâl-i dâr-ı ukbâ etmekle İstanbul yolunda Seyyid Celâlî Türbesi cephesinde vâki kabristânın Tarlakapı cihetinde medfûn ve nakş-ı seng-i mezârı türbe-gerdeleri Eş-şeyh Cemâlî Efendi’nin söylemiş olduğu bu târîh-i mevzûndur.
foto: Nazır paşa Mezarlığından Türk İslam müzesine taşınan mezar taşları
Târîh
Hazret-i şeyhu’ş-şuyûh-ı kâmilân
Şeyh Mehemmed ol veliyy-i muhterem
Zümre-i Uşşâkîden ol pâk zât
Mürşid-i tâm idi ol fevka’l-ümem
Mevti oldu âlemin mevti gibi
İlm ü irfân ile olmuş idi alem
Ol fenâfi’llah bekâbi’llah idi
Rûhu bâkî cismi olmuştur adem
Zâtın anlamazdı sûret-bîn olan
Sîreti ilhâmlaydı dem-be-dem
Herherîsiyle dedüm târîhini
Vasl-ı Hakkı buldu Bağdâdî bu dem
Mûmâileyh Gümülcineli Şeyh Osmân Efendi’den onlar dahi Gü- mülcineli Şeyh Abdülkerîm Efendi’den onlar dahi Gümülcineli Şeyh Halîl Efendi’den onlar dahi Keşânî Şeyh Mehmed Efendi’den onlar dahi Şeyh Âlim Sinân hazretlerinden onlar dahi Şeyh Ömerü’l-Kıbrısî hazretlerinden onlar dahi Şeyh Seyyid Memicân Es-Saruhânî hazretlerinden onlar dahi şeyhu’ş-şuyûh menba‘u’l-feyz ve’l-fütûh el-kâmilü’l-mükemmil Hüsâme’ddin hazretlerinden ahz-ı nisbet buyurmuşlardır. Hamdî mahlasıyla ilâhiyâtı Ravzatü’ş-şuarâ’dadır.
…
Hamdiyyü’l-Bağdâdî Tarîkat-ı aliyye-i Uşşâkiye meşâyih-i kirâmından Bağdâdî demekle meşhûr Şeyh Mehmed Hamdi Efendi’dir. Tercemesi Sultân Ahmed Hân-ı Sâlis ulemâ ve meşâyihi sırasındadır. Eş‘ârı ilâhiyâta dâir olup bu ilâhi mahsûl-ı tab‘-ı mürşidâneleridir.
İlâhi
Elhamdülillâh şükr Eyledik Hakkı zikr
Gitti efsâne fikr Allâh diyelim Allâh
Kalmadı dilde gubâr Eyledi hep târümâr
Buldu dertliler tîmâr Allâh diyelim Allâh
Dost bâğında bülbüller Feryâd edip gül diler
Maksûdların buldular Allâh diyelim Allâh
Doldu gönle nûrlar Oldu zâkir münevver
Melekler rahmet eyler Allâh diyelim Allâh
Bu tevhîdi kim duyar Cân terkin ura meğer
Bagdâdî’de yok eser Allâh diyelim Allâh
İlâhiyâtta Bağdâdî tahallüs ederler ise de kendileri Yakup Kilârî Mahallesi ahâlisinden imiş
***
foto: Cemaleddin Uşşaki (ksa) türbesi
Cemaleddin Uşşaki’nin (ksa) ilk hocası Hamdi-yi Bağdadi’den (ksa) bir hikaye
Cemâleddîn-i Uşşâkî, ilim ve edebi ilk olarak Edirne’de medfûn bulunan Hamdi Bağdâdî’den öğrendi. Hamdi Bağdâdî’nin vefâtından sonra Sezâî ismindeki mânevî ilimlere sâhib olan zâta talebe oldu.
Edirneli Hamdi-yi Bağdâdî isminde halvetî-uşşâkî bir zat vardır. Bu zât Bağdadlı olduğu için kendisine “Bağdâdî” nisbesi verilmemiştir. Kendisi tekkesinin bahçesinde envai çeşit çiçek yetiştiren bir kimsedir. Şeyh’inden Bağdat’a gitmek ve sırf bir lâle tohumu edinmek üzere destur alır. Bir iki yıl Bağdat’ta ikamet eder bir takım zirâi araştırmalarda bulunur tekrar Edirne’ye avdet eder. Şeyhi “hoş geldin bizim Bağdatlı” der ve bunun üzerine Bağdâdî nisbesini alır, yani botanikçi bir şeyh efendi.
https://groups.yahoo.com/neo/groups/ussaki-yolu/conversations/topics/7296?var=1
ek bilgi :
Edirne-İstanbul yolu açılırken bir kısmı yok edilen Nazır Çeşme Mezarlığı’nın geriye kalan bir bölümü otopark yaptırılarak yok edilmiştir. Kaynak : http://www.unutulmussanatlar.com/2013/01/osmanl-mezar-taslar_45.html
http://www.edirnetarihi.com/mezar-tasciligi-bilge-turanli-kalemkar.html
İstanbul Yolu Mezarlığı Edirne’nin en büyük mezarlığı idi. Edirne’yi İstanbul’a bağlayan yolun her iki yanında geniş bir alanı kaplıyordu. Ne yazık ki bugün bu mezarlığın büyük bir kısmı yapılanma nedeni ile yok olmuştur. Buradaki mezarlar XVI.-XIX.yüzyıl arasındaki tarihi kişilerine aitti.
http://sudemle3.blogcu.com/edirne-mezarliklari/1856388
2. grup içerisinde değerlendirebileceğimiz mezarlıklar arasında yer alan Nazırçeşme Mezarlığı; Edirne-İstanbul Yolu’nun sağ ve solunda yer almaktayken İstanbul’a gidiş yönünün sağında yer alan bölüm tamamiyle ortadan kaldırılmış, halen otopark olarak kullanılmaktadır. Yolun sol tarafında yer alan bölümde ise; Mimar Sinan’ın torunu Fatma Hatun’un lahdi ile birlikte Dr. Rıfat OSMAN’ın mezarının baştaşı, örnekleri çok az görü len 2 yeniçeri mezartaşı ve değişik tarihli birçok lahid ve mezartaşı yer almaktadır. Burada yer alan lahidler ve mezartaşları arasında bizce en önemlileri: 981 H. (M. 1573) tarihli Fatma Hatun’un lahdi7 ile 1148 H. (M. 1735) tarihli Yeniçeri Mehmed ve 1206 H. (M. 1791) tarihli Yeniçeri Emin’e ait olanlarıdır8 . Bu mezarlıkta yer alan bazı mezartaşları, Edirne Mezartaşlarının korunması için büyük çabalar göstermiş Hikmet Turhan DAĞLIOĞLU tarafından 1930’larda Edirne müzesi’ne kaldırtılmıştır9 . Bu mezarlıkta üzerinde durulması gereken bir diğer tahribat da; bilgisiz kimseler tarafından yapılan onarımları döneminde olmuş, erken tarihli mezartaşları 18-19. yüzyıllardan kalma lahidlerin üzerlerine dikilmiş, yeniçeri mezartaşlarına da dayanacakları beton sandukalar eklenmiştir, yapılan bu yanlışlıkların şahide ve lahidlerin orijinalliklerini bozduğu gibi araştırmacıları yanıltıcı bir rol de üstlenmektedirler.
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1255/14447.pdf
***