Edirne’deki Uşşâkî Taş Mektebi
Makaralı Mekteb Çarşı
Makaralı Mekteb , Çarşı derûnunda (içinde) Üç Şerefesi kurbunda (yakınında)Yazıcılar Sokağında beşinci numarada vâki (olmuş) Makaralı nâm-ı diğerle Taş Mekteptir ki bin yüz elli dokuz senesi(1746-7 harîk-ı kebirinde (Büyük yangında) muhterik (yandığından) olduğundan bu mektepte tahsil (öğrenim) ile nâil-i feyz (manevi hazza erişmiş) olmuş olan defterdâr-ı Şıkk-ı Evvel ( gelirler ve vergiler genel müdürü) Yusuf Efendi nâm zât binâsına teşebbüs etmiş (yapmaya başlamış) ise de hitâmı (bitirmeye) müyesser olmaksızın (yapamadan) vukû-ı (meydana gelme) vefâtına mebni (-dan dolayı) itmâmını (tamamlamasını) Sadr-ı âlî Abdullah Paşa’ya vasiyet etmiş olduğundan sadr-ı müşârun-ileyh canibinden (adı anılan kişi tarafından) [s.106] 1162 tarihinde kârgîr (taş ve tuğladan) olarak binâ edilmiş ve hitamına (bitimine) Nevres ile Elîfîzâde Feyzî tarafından bi’t-tanzîm bir mermer levhaya hâkk ile kapısı bâlâsına (üstüne) vaz edilmiş olan tarihin sûreti buraya aynen tenmîk (yazılmıştır) edilmiştir.
Tarih
Defterî Yusuf Efendi tıfl (küçük çocuk) iken bu mektebi
Etmiş idi bir zaman tahsîl-i ilm içün makâm
Muhterik oldukda (yandığında) etmişdi gerü ihyâsını
Lîk (lakin) ecel girdi miyâna (araya) eyledi adne (cennete) hirâm (yürüme)
Kıldı bünyâdın (binayı) vasiyyet sadr-ı âlî hazrete
Ol vezîr ibni vezîre etti tefvîz-i (birisine bırakma) merâm (maksadını)
Dâver-i a‘zam vekîl-i (büyük veziri) mutlak-ı Mahmûd Hân (padişah)
Sadr-ı gerdûn-pâye (dünyanın başkanı ) Abdullâh Paşa-yı be-nâm
Eyleyüp icrâ hukûk-ı hidmet-i (hizmet) dirinesin (eski zaman)
Kıldı ser-tâ-ser (baştan başa) vesâyâsın (vasiyetlerini) pezîrâ-yı (kabul eden) hitâm (bitirmeyi)
Yaptı ez-cümle bu alî (yüce) mekteb-i zî-bendeyi (güzel)
Kim sezadır (layıktır) revzeninde (penceresinde) olsa mihr (güneş) ü (ve) meh (ay) huddâm (hizmetçiler)
Mehbit-ı (inilecek yer) envâr-ı (nurlar) ilmu’llahdır (Allah-u Teala tarafından gelen ilim) olsa sezâ (layık)
Tahta-i ta‘lîm-i (öğretmek) sıbyân (çocuk) levha-i (asılmak için yazılmış yazı) mâh-ı tamam (dolunay)
Vâkıfın Mevlâ Azîz-i Mısr-ı Firdevs (çok nurlu cennet perdesi) eyleye
Olıcak bu mekteb-i zîbende-i (güzel) âlî (yüce) tamâm
Nevresâ Feyzî dedi tarihini elf (bin adet şey vermek) âferîn
Lâne-i (yuva) kumru-i (güvercin) Yûsufdur ki sıbyâna (çocuğa) makâm 1162
Bânî-i (binayı yapan) müşârun-ileyh (adı anılan kişi) defterdâr Yûsuf Efendi merhûm esnâ-i tufûliyyetinde (çocukluk zamanında) mukaddime-i ulûmu (ilimlerin başlangıcını) bu mektebde tahsîl etmiş (öğrenmiş) olduğuna göre maskat-ı (düşülen yer) re’sinin Edirne olması zann olunmakta ise de me’hazlarımızda (kaynaklarımızda) ol bâbda (konuda) bir kayda tesâdüf olunamayıp şu kadar ki İzzî Tarihi beyânınca müşârun-ileyh (adı anılan kişi) fi’l-asl (aslında) Maden Kalemi küttâbından (yazıcılarından) olduğu halde kuvvet-i fetk (ayırma) u (ve) retk-ı kiyâset (akıllıca davranış birleştirmesi) ve ihtisâsı ile fâyik-i (üstün) emsâl (benzerleri) ü akrân olan mehere-i (üstadlar) küttâbdan (yazıcılarından) olmak hasebiyle (dolayısıyla) ricâl-i (yüksek devlet adamları) Devlet-i Aliyye (Osmanlı) silkine (yoluna) dâhil ve üç defa Şıkk-ı Evvel defterdarlığına (Rumeli Maliye bakanlığı en üst bürokratı) nâil olmuş selîmü’t-tab‘(sağlam,temiz,doğru,samimi huylu ) cemîlü’ş-şiyem ( iyilik , güzel ve ihsan tabiatlı) bir zât-ı âlî-himem (yüce himmet sahibi zat) ise de ber (üzerine) – muktezâ-yı (gerekli) şîve-i (söyleyiş) kadr (takdir) 1159 tarihinde infisâl (olduğu yerden ayrılma) ile bir müddet Tersâne-i Âmire hidmetinde (hizmet) istihdâm ve 1160 Zilhiccesinde bi’l (ile) – isti‘dâd (Bir şeyin kabulüne ve kazanılmasına olan fıtri meyil.) Sadâret-i (baş vezir / bakan) Uzmâ (büyük) kethudâlığı (devletle halkın irtibatını sağlayan görevli) makâmına ıs‘âd olunmuş (yükseltilmiş) idi. O hâl üzere güzârende-i (geçici) eyyâm (günler) iken 1162 Saferinin on beşinci isneyn (pazartesi) gecesi irtihâl-i dâr-ı bekâ etmiştir.(vefat etmiştir)) Merhûm dervîş-nihad (tabiatlı) pak-itikâd ve evrâd ü ezkâra (zikire) müdâvim (devamlı) ve işrâk-ı teheccüde kâim (sebatlı) bir zât-ı salâh-itiyâd (dine bağlılığı huy edinmiş) olup tarîkat-i aliyye-i sûfiyeye dahi intisâbı (bağlı) olmakla Dersaâdet’te Kasımpaşa’da vâki (var olan) âsitâne-i Uşşâkî olan tekkeyi müceddeden ( yeni baştan) tamir ve ihyâ ve derûnuna (içine) mâ-i leziz (lezzetli ve tatlı su) icrâ ile irvâ ederek (suya kandırarak) orada dahi bir eser-i cemîl (güzel) ibkâ etmiştir.(yerinde bırakılma)
Riyaz-ı Beldei Edirne’den
Yusuf Hoca mektep sokak baba demirtaş mah. .
http://www.haritamap.com/yer/yusuf-hoca-mektep-sokak-merkez
Elîfîzâde Feyzullah Efendi (ö. Muharrem 1179/20 Haziran-19 Temmuz 1765) …
Ayrıca şu eserde onun bir tarih beyti vardır: F. Th. Dıjkema, The Ottoman Historical Monumental Inscriptions in Edirne, E.J. Brill, Leiden 1977, s. 109-11. Edirne‟de Üç Şerefeli Cami‟in yanında, Yazıcılar Sokağı‟ndaki Makaralı veya Taş Mektep hakkındaki 1162/1748-49 tarihli bir beyit, yine mektep için mermer levhaya yazılıp kapısının üzerine konmuş: Nevresâ Feyzî didi târîhini elf âferîn Lâne-i Kumrı-ı Yûsuf‟dur ki sıbyâna makâm Dıjkema‟ya göre bu tarih Nevres tarafından veya Nevres ve Feyzî tarafından da yazılmış olabilir. Nevres-i Kadîm divanında bu tarihe rastlanmamıştır: Hüseyin Akkaya, Nevres-i Kadîm ve Türkçe Dîvânı: İnceleme, Tenkitli Metin ve Tıpkıbasım, 2 c. Harvard Üniversitesi, Yakın Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü, Cambridge Mass. 1996.
http://turkishstudies.net/Makaleler/1919089533_057BüyükkarcıYılmazFatma-833-877.pdf