İbâdet ve Tevhidhâne

İlk insan olan Hz. Âdem (a.s.)’den beri insanlar yaratıcısı olan Allah’a (c.c.) ibâdet etmektedir.  Hz. Âişe (r.a) şöyle demiştir:  “Cenâb-ı Hakk, Âdem’in tövbesini kabul etmeyi dilediği zaman, Hz. Âdem, yedi defa Kâbe’yi tavaf etti. Kâbe o zaman kırmızı bir tepecik idi. İki rekât namaz kıldığında Kâbe’ye yöneldi.” (Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Târihî)

İbâdet kelime anlamı olarak Allah’a (c.c.) olan kulluk görevlerini yerine getirmek demektir.  Kur’ân-ı Kerim’de birçok âyette bize bildirildiği gibi, Allah’ın (c.c.) rızâsını kazanmak ve ona, verdiği tüm ni’metler için şükretmemizin göstergesi olarak ibâdet etmeliyiz. Bilindiği üzere dinin temeli ve Müslümanların mîracı olan namaz en kutsal ibâdettir.  Yine bilindiği üzere namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, Kur’ân-ı Kerim okumak, kurban kesmek, dua etmek, zikir etmek, itikâf en yaygın ibâdet örnekleridir. Bu ibâdetlerin hepsinin asıl amacı Allah’a (c.c.) yakın olmak ve onun rızâsını kazanmak içindir. Bizler bu ibâdetlerin hepsini Fahri Âlem, Habîbi Hüda, Şefii Rûzi Ceza, Melce-i Fukara, Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)’den öğrendiğimiz şekilde yerine getirmekteyiz. İbâdet etmek ayrıca insanları mânevî olarak huzurlu olmasına, dolayısı ile rûhen daha sağlıklı fertler yetişmesine vesîle olmaktadır.

İbâdet yapılan yerlere ibadethâne dendiği mâlumdur. Fakat insanların cem olup ibâdet etmeleri aslında bir olmaları demektir. Bu da Tevhiddir. Tevhid bir olmak demektir. Tevhidhâne ise kelime anlamı olarak bir olunan yer demektir. Tevhidhâne; tekkelerde âyin icra edilen ve namaz kılınan mekânlara verilen isimdir. İnsanların belli günlerde zikir halakaları oluşturduğu, vakit namazları kıldığı ve her türlü ibâdetleri yaparak Allah’a (c.c.) yakın oldukları mekânlardır.

Îmanın âlâsı olan Kelime-i Tevhid; Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah’dır. Bunu dil ile söylemek ve kalb ile ikrar etmek, aslında bunu aynı şekilde tasdik eden Mü’min kardeşler ile bir olmak demektir.

Bilindiği üzere zikir halakalarında, Kelime-i Tevhid ile başlanır ve tevhid aynı tondan aynı şekilde söylenerek hem bir olunur, hem de Allah’ın (c.c.) birliği zikredilir. Allah (c.c.) bizleri kendisine samimiyet ile ibâdet eden kullarından olmayı nasip eylesin. Habîbi Muhammed Mustafa’nın şefâatlerine nâil eylesin ve bizi ondan ayırmasın.  Muhabbetten Muhammed (s.a.v) oldu hâsıl, Muhammed’siz (s.a.v) muhabbetten ne hâsıl? Rabbimiz Fahri Âlem Efendimiz (s.a.v) ile muhabbetlendirsin.